İrtibatı Koparmayalım!
bula bula bunu bulmak deyimi
(1) var olanlar içinden en değersizini seçmiş olmak. örnek: Düşünsene, bula bula bunları bulmuş. (2) var olanlar içinden en değersizini bile güçlükle elde etmek. örnek: Hiçbir şey kalmamış, bula bula bunu buldum işte. (3) kötü bir rastlantıyı anlatmak için kullanılır, örnek: O kadar adam içinden, sıkıntı bula bula bunu buldu.
- bugün yarın
- ay otuz hafta yedi
- arayı açmak
- para çekmek
- bildiğini yedi mahalle bilmez
- cart curt etmek
- dibini bulmak
- söz yok
- gözü gitmek
- koşar adım
- gönül darlığı
- aşağı kalır yeri olmamak
- bozuk para gibi harcamak
- dara dar
- tetikte olmak
- altı okka etmek
- gözleri kanlanmak
- elden ayaktan kesilmek
- aramakla bulunmaz
- beti bereketi gelmek
- ya sabır çekmek
- baş kıç belli olmamak
- tam takır kuru bakır
- zıvanadan çıkmak
- söz almak
- ağzı yanmak
- alıp verememek
- arı duru
- ters yüz etmek
- ayağına ip takmak
- etli butlu
- çağanoz gibi
- bereket versin ki
Son Sorgulanan Deyimler
Deyim
Anlamı
(1) var olanlar içinden en değersizini seçmiş olmak. örnek: Düşünsene, bula bula bunları bulmuş. (2) var olanlar içinden en değersizini bile güçlükle elde etmek. örnek: Hiçbir şey kalmamış, bula bula bunu buldum işte. (3) kötü bir rastlantıyı anlatmak için kullanılır, örnek: O kadar adam içinden, sıkıntı bula bula bunu buldu.
(1) Bir yapının temellerini yapmaya başlamak. (2) Bir işe başlamak, ilk davranışta bulunmak, girişmek.?Evin temelini yarın atacağız inşallah.?
uzun süre dolaşmaktan ya da bir yerde uzun süre ayakta beklemekten çok yorulmak. örnek: Çarşı pazar derken ayaklarımıza kara su indi, biraz oturalım.
yoksulluk, utangaçlık, suçluluk gibi nedenlerle insanlar arasına karışmaya yüzü olmamak. örnek: Bu olay nedeniyle adam içine çıkamamaktan çok korkuyor, ona yardımcı ol.
işler yolunda gitmediği ya da yapılmakta olan işte bir terslik olduğu zaman kızgınlık belirtisi olarak kullanılır.
iki yan da yakınım, birini kayırsam öteki küser anlamında, yakınlar arasındaki bir durumla ilgili kararsızlığı, karar verme güçlüğünü anlatır.
(1) ölmek. örnek: Hasta dün gece can vermiş. (2) canlanmasına yol açmak, güçlendirmek ya da yaşar duruma getirmek, örnek: Yağmur doğaya can vermişti. (3) insana güç vermek. örnek: Haber ona can vermişti. (4) bir şeyi, yaşamını verecek denli çok istemek, örnek: Bu iş için can vermekteyken, birden vazgeçmesi şaşırttı bizi.
istediği halde yapamamak, istenci dışında bulunmak, önlemeye gücü yetmemek, örnek: Korkmuştu, elinde olmadan titriyordu.
(1) suya, balık gibi gergin, düz ve baş aşağı bir biçimde atlamak (ya da dalmak). (2) mecaz bir işe, bir eyleme, sonucunun ne olacağını hiç düşünmeden girişmek. örnek: İyi fırsat sanıp işin üstüne balıklama atladı ama pişman oldu.
Yayın Ağımız
Bu listede yer alan sitelerimiz günlük hayatınızda gerek eğitim, gerek iş, gerek eğlence ve gerekse alışveriş konusunda yardımcı olmak için uzman ekipler tarafından hazırlanmaktadır.Eğitim Sitelerimiz
Eğlence Sitelerimiz
Rehber Sitelerimiz
Diğer Sitelerimiz
Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2024
Sitemizin SEO çalışması Seo Uzmanı Zeze tarafından yapılmıştır.anlaminedir.com bir nerededir.com sitesidir.